2014 yılı büyüme rakamları açıklandı. 2014 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yıllık büyümemiz %4,3 olarak gerçekleşti. Çok daha önemli olmak üzere son dört çeyrekte ortalama büyüme hızımız yaklaşık %4.4. Bu büyüme performansı büyük başarıdır. Çünkü son bir yıla bakacak olursak gerek iç siyasi gerilimler gerekse uluslararası likidite koşullarındaki daralmaların yarattığı negatif koşullara rağmen gerçekleşmiş olan bir büyümedir. Net ihracatın büyümeye katkısında ortaya çıkan artış ilk çeyrekteki büyümenin en dikkat çekici tarafıdır. Net ihracatın büyümeye katkısının yüksek gerçekleşmesi cari açığını ekonomi üzerinde yarattığı baskının azalması anlamına geliyor. Ekonomi büyüme trendini devam ettirirken net ihracatın katkısının artması son derece önemli. Çünkü, Türkiye ekonomisinin genel hikayesinde net ihracatın büyümeye katkısının pozitif olduğu dönemler büyüme oranının düştüğü ve yere çakıldığı dönemlerdir. 1999dan itibaren baktığımızda yaptığımız bu tespitin neredeyse istisnası yok. 2014 birinci çeyrek itibarıyla Türkiye ekonomisi hem önceki üç çeyrekteki büyüme performansını sürdürüyor hem de net ihracatın büyüme katkısı önceki üç çeyrekle kıyaslanamayacak ölçüde artıyor . Bu haliyle istisnai bir durumu ifade ediyor. Birinci tablodaki ilk dört sütun ilgili harcama kaleminin büyümeye katkısını gösteriyor. Buna göre üçüncü sütun ilk iki sütunun toplamına eşit. Üçüncü sütun ile dördüncü sütunun toplamı ise beşinci sütunda gösterildiği gibi reel büyüme oranına eşit. Tablodan izlenebileceği gibi 2014 birinci çeyrekte iç talebin büyümeye katkısı azalırken dış talebin yani net ihracatın büyümeye katkısı önemli ölçüde artmış durumda.
Burada üzerinde düşünmemiz ve dikkatle izlememiz gereken nokta yatırımlar. Son dört çeyrektir Türkiye ekonomisi ortalama olarak %4.4 büyürken yatırımların büyümeye katkısının çok hızlı biçimde düştüğünü görüyoruz. Ülkemizde yapılan yatırımlar stok yatırımları ve yeni yatırımlar olmak üzere iki kısımdan oluşuyor. İkinci tabloda ilk sütunda yeni yatırımların büyüme oranı ikinci ve üçüncü sütunda sırasıyla makine teçhizat yatırımları ile inşaat yatırımlarının toplam yatırımlardaki büyümeye katkısı görülüyor. 2014 birinci çeyrek itibarıyla dikkat çekici hususu şu: makine ve teçhizat yatırımlarının büyümeye katkısı olağan üstü bir küçülme göstermiştir. Başka biçimde söylersek, yatırımlardaki küçülmeyi sınırlayan unsur inşaat yatırımları olmuş.
Makine teçhizat ve inşaat sektörlerine kamu kesimi özel kesimi ayırımı çerçevesinde baktığımızda şu tespitleri yapabiliriz. Aşağıdaki tablonun ilk sütunu inşaat sektöründeki yatırımların büyüme oranını; ikinci ve üçüncü sütunlar ise, bu büyümeye kamu ve özel sektörün katkısını gösteriyor. Tablonun dördüncü sütunu makine ve teçhizat sektöründeki yatırımların büyüme oranını; beşinci ve altıncı sütunlar ise bu büyümeye kamu ve özel sektörün katkısını gösteriyor. 2014ün birinci çeyreği itibarıyla ele alındığında inşaat yatırımları itibarıyla özel sektörün katkısının önemli ölçüde arttığın (-%1.37den %3,90 çıktığını) ancak makine teçhizat yatırımlarında özel sektörün katkısının ciddi düzeyde azaldığını (%7,25den -%4,58e düştüğünü) görüyoruz.
Bu veriler ışığında şu tespiti yapabiliriz. 2014 birinci çeyrek itibarıyla ortaya çıkan dış talebe dayalı büyüme sürecini devam ettirebilmemiz; daha doğrusu dış ticaret açığını azaltan bir büyüme süreci yakalayabilmemiz gerekiyor. Ancak net ihracatın büyümeye katkısını arıtırken yani iç talebin büyümeye katkısını azaltırken iç talebin kompozisyonunu değiştirebilmemiz gerekiyor. Bu açıdan bakıldığında dış ticarete konu olan sektörlere yönelik makine teçhizat yatırımlarının arttırılması hayati bir öneme sahip. Büyümek Türkiye ekonomisine yakışıyor. Ancak, Türkiye ekonomisi büyürken Türkiyenin döviz tüketme potansiyelini azaltmamız ve döviz üretme potansiyelini arttırmamız gerekiyor.