2019 yılı Mali Bütçesi Türkiye Büyük Millet Meclisine sunuldu. Bu bütçenin özelliği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ilk bütçesi olmasıdır. Diğer bir önemli özelliği ise ödenekler arası aktarma yetkisi Cumhurbaşkanı'ndadır. Başka bir deyişle eskiden ödenek aktarma yetkisi Hazine ve Maliye Bakanlığında iken bu yetki Cumhurbaşkanı tarafından kullanılacaktır. Bu da gösteriyor ki bütçenin uygulaması, Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki Bütçe Başkanlığı tarafından yürütülecektir.
Bu satırların yazıldığı sırada bütçenin tüm ayrıntıları ortaya çıkmamıştı. Ancak 961 milyartutarındaki bütçenin vergi gelirlerinde önemli oranda bir artış öngörüldüğü anlaşılıyor. Daha önce yayınlanan yeni ekonomik programa ve mali plana göre bir küçülme öngörülmüştü. Bu küçülmeye göre bütçenin finansmanında borç yanı sıra vergi gelirlerinde artış beklenmektedir.
Vergi gelirlerindeki bu artışın hangi tür vergilerden sağlanacağını birkaç gün sonra öğreneceğiz. Burada akla takılan soru vergi gelirindeki artış, vergi oranlarında yapılacak artıştan mı sağlanacak yoksa yeni vergiler mi ihdas edilecek?
Vergi gelirleriyle ilgili bir diğer soru da artışın dolaylı vergilerden mi yoksa dolaysız vergilerden mi sağlanacağı konusudur.
Daha önce yayınlanan ekonomik programda ve mali planda uluslararası rekabette vergi politikalarının gözden geçirileceği ve bu amacın dikkate alınacağı belirtilmişti. Bu açıklamaların vergi gelirleri açısından bütçede yapılanma şekli, ekonominin yeniden yapılanması sürecinde önemli bir yere sahiptir.
Günümüzde Devletler dünyada yaratılan katma değerden fazla pay alma mücadelesini bütün varlıklarıyla sürdürmektedirler. Bu mücadelede gelişmekte olan ülkelerin yanı sıra belirli bir gelişimi sağlamış ülkeler de hedeftedir.
Geçtiğimiz aylarda Türkiye ekonomisi, kuşatma altında ciddi ve yorucu mücadele vermiştir. Ülke ekonomisini tehdit eden riskler katlanarak artmıştır. Bu kuşatmadan çıkabilmek için yürütülen politikalarda vergiye bakışın rotası önemlidir. Bakışa ilişkin bu rotanın Türkiye'nin düzlüğe çıkmasına katkıda bulunması için paydaşlarında katlanacak fedakarlıklara ortak olması şarttır. Ancak bu ortaklığın gerçekleşebilmesi için alınacak önlemlerin ve vergi gelirlerinde yapılacak düzenlemelerin kabul edilebilir düzeyde olması gerekir.