Rahmetli Neşet Ertaş (1938-25 Eylül 2012), 'Kadın insan, erkek insanoğlu' derdi. Kadın çok önemli bir varlıktır. Çünkü bir toplumun, bir ulusun temel ögelerinden biridir. Kadını Tanrı yarattı, erkeği de… Atatürk, kadın ve erkeğin yaratılmasındaki amacı şöyle açıklamaktadır:
'Yaradan, insanları iki cins olarak yaratmıştır; fakat bu cinsleri, birbiri için gerekli olmak üzere yaratmıştır. Bunlar, ayrı ayrı hiçbir şey değildir; birlik durumunda bir şeydir. Tüm insanlığın devam edebilmesinin kaynağıdır. İnsanlık safhalarında her ne görürseniz, kadının eseridir (ASD II, s. 89).'
Kadın ve erkek, ikisini de Tanrı yarattı, ikisi de insandır, ikisi de birbirinin olmazsa olmazıdır. Yalnız kadınlardan, yalnız erkeklerden oluşan bir toplum yoktur Böyle olduğu halde kadın sanki başka bir varlıkmış gibi tavır takınılmakta, yüzyıllardır toplumdan adeta dışlanmaya çalışılmaktadır. Söz gelimi kadın yaradılış gereği erkekle eşit değildir denilmekte. Kadınlar, itilip kakılmakta, tacizlere uğramakta, işkenceye maruz kalmakta, dahası hemen her gün bir kadın cinayete kurban gitmektedir.
Oysa kadın ile erkek arasındaki ayrım sadece cinsiyettir. Onun dışında kadınlar, erkeklerin sahip oldukları tüm yaratılış niteliklerine sahiptir. Söz gelimi Eflatun (İ.Ö. 428-347) şöyle diyor: 'Devletin yönetiminde kadının kadın olduğu için, erkeğin erkek olduğu için daha iyi yapacağı iş yoktur. Yaradılıştan her iki cins de aynı güçler vardır. Kadın erkek gibi bütün işleri yapabilir (Devlet, s. 143).' Bir atasözümüz der ki: 'Devleti yöneten erkektir, devleti bilen kadındır.' Bu atasözü, Türk kadınının hem ekonomik hem de siyasal bakımdan yerini açıkça ortaya koymaktadır. Yine bir atasözümüz der ki: 'Erkek aslan aslan da dişi aslan aslan değil mi?' Bu atasözümüz de kadının erkekle insanlık ve insan hakları ölçüsünde eşittir demektedir. Atatürk diyor ki: Türkiye Cumhuriyeti anlamınca kadın, bütün Türk tarihinde olduğu gibi bugün de en saygın düzeyde, her şeyin üstünde yüksek ve şerefli bir varlıktır. kadın varlığı, ulusun bin bir noktadan temeldir. (Prof. Dr. U. Kocatürk, Atatürk'ün Fikir ve Düşünceleri, s. 228).'
Ey Türk kadını, bütün kadınlar! Sizler çok önemli, değerli ve erkeklerle her konuda eşit varlıklarsınız. Her şeyden önce insansınız. Kendi öneminizi ve insan olduğunuzu unutmayın, haykırın 'Ben de insanım!' diye.
BEN DE İNSANIM
Toprağa ilk tohumu ekerek
Besin üreten,
Doğuran, besleyen,
İnsan neslinin sürmesini sağlayan
Kadınım ben.
Toprak, tohum, bereket üçgeninde
Tanrısallığa yükselen
Ana Tanrıça Kibele'yim ben.
Benim mayamda yoktur,
Kulluk, kölelik;
Sevgi, şükran aşılarım insanlara ben.
At koşturan bozkırlarda Amazon'um,
Elimde satırla düşmana göğüs geren,
Nene Hatun'um, Kara Fatma'yım.
Martini omuzunda düşmana diz çöktüren ,
Çete Emir Ayşe, Tarsuslu Adile,
12 yaşında onbaşı olan Türk Jandark'ı Nezahat,
Karboğazı'nda düşmanı kıstıran
Kılavuz Hatice'yim.
Cepheden cepheye koşan
Onbaşı Halide,
Sırtında mermi taşıyan Ayşe, Hatice, Meryem,
Kucağında bebesiyle
Kağnısına koşulan Elif,
Narin bedeni, kınalı elleriyle
Kazma, kürek sallayıp demiryolu döşeyen
Nice analarım, ninelerim ben.
Anadolu'ya koşup bilgi saçan
Çalıkuşu Feride'yim,
Doğu Anadolu dağ köylerinden
Dağ çiçekleri derleyen Sıdıka Avar'ım.
Türk kadınının çağdaş yüzü
Kerime Halis'im ben.
İnce bedenimle, kınalı ellerimle
Çapa yapan, tarla süren, ekin biçen;
Sırtındaki küfesiyle yük, duvar yapımında
Harç ve tuğla taşıyan
Anadolu kadınıyım ben.
Sen rahat uyuyasın diye oğlum,
Karada, havada, denizde
Vatan bekçiliği yapan kadınım ben.
Senin ananım
Ya da eşin,
Yuvanı aydınlatan güneşin.
Kız kardeşin veya kızınım ben.
Ben de yaratanın yaratanıyım,
Ben de insanım senin gibi.
Erkek aslan aslan da
Dişi aslan aslan değil mi?
Yeter artık horlandığım,
İtilip kakıldığım,
Tutsak edildiğim dört duvar arasında.
Boyun eğmeyeceğim kaderime,
Alınyazıma.
Bırakamayacağım sen istedin diye
Atatürk'ün kazandırdığı haklarımı.
Ben de insanım,
İnsan!
İnsanım ben! (K.S.)
Atatürk diyor ki: 'Kadınlarımız, bilgin olacaktır, fen sahibi olacaktır. Erkeklerin geçebildiği bütün öğrenim aşamalarından geçecektir. Sonra kadınlar, toplumsal yaşamda erkeklerle birlikte yürüyecektir. Sürekli birbirinin yardımcısı, destekçisi olacaktır ASD II, s. 90).'.
Kadınları, dört duvar arasına kapatarak, 'çalışmasına gerek yok' diyerek, onları işe yaramaz duruma getirerek çağdaş ve uygar olunamaz; bilim ve fende ilerlenemez. Laik, çağdaş, uygarım diyen önemli bir varlık olduğunu düşünen herkes, kadını kafesten, öksüzlük cehenneminden alıp özgür bir yaşama, uygarlık cennetine götüren Atatürk'ü hiç ama hiç unutmamalıdır. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan herkes, Atatürk'ün açtığı akıl, bilim, fen yolundan ayrılmamalı; devrimlerini, Cumhuriyetin kazanımlarını yücelterek korumalıdır.
Kadının erkeğin arkasından değil, erkeği ile yan yana yürüdüğü, kadının taciz edilmediği, cinayetlere kurban gitmediği, dört duvar arkasına kapatılmadığı, kadınların her çalışma alanında erkeklerle birlikte yer aldığı; kadının akıl, bilim, fen yolunda yükseldiği bir toplum dileğiyle Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun.