Bana mı dedin?

0

“Çağımızın hastalığı: Depresyon.” Bu sözü ne kadar çok duyar olduk. Sürekli engellemelerle ve stresle karşılaştıkça depresyona giriyoruz. Başımıza gelen olumsuz olaylar üzerinde kontrolümüzün olmadığını düşünüyoruz. Bir kaç denemeden sonra başarısızlığa uğrayınca, kaderciliğe yöneliyor, sorunları çözme konusunda hiç bir şey yapamayacağımıza inanıyoruz. Ortaya çıkan çaresizlik ve umutsuzluk duygusu motivasyonumuzu yerle bir ediyor. Yapamazsın, edemezsin, başaramazsın türü yönlendirmeler sonucunda öğrendiğimiz çaresizlik ve umutsuzluk durumu, beraberinde başarısızlığı ve bunun sonucu olarak da depresyonu getiriyor.

Yaşadıklarını beğenmeyen, sürekli her şeyi eleştiren ancak şartlarını değiştirmek için herhangi bir çaba göstermeyen kişiler için “çaresizlik” ve “kadercilik”, pasifleşmenin ve ataletin kapısını açıyor. Bu kapıdan giren kişiler, herkesi kendilerine karşı gördükleri için ne yaparlarsa yapsınlar, başarısız olacaklarına inandırıyorlar kendilerini. Çünkü böyle öğretiliyor onlara.

Psikolog Martin Seligman 'Öğrenilmiş Çaresizlik' teorisini şöyle özetliyor: "Ne zaman ki bir kişi yaptığı hiçbir şeyin bir fark yaratamayacağına inanırsa, çaresizliği ve hiçbir şey yapmamayı öğrenecektir." 

Öğrenilmiş çaresizlik aslında öğrenilmiş bir umutsuzluk halini ifade ediyor. Herhangi bir durumda çok sayıda başarısızlığa uğradığımızda, o konuda bir daha asla başarıya ulaşamayacağımıza inandığımız zihin durumunu anlatıyor. Ne yaparsan yap sonucun değişmediğini, engelleri bir türlü aşamadığını ve istediğin sonucu almanın sana bağlı olmadığını mı düşünüyorsun. İşte bu noktada çaresiz olduğunu öğreniyor ve herhangi bir şey yapmamayı seçiyorsun.

Peki ne yapacaksın?

Kurbağalar bir gün “en yüksek tepeye çıkma” yarışması düzenlemiş. Yarışmaya katılan kurbağaların arkadaşları da yol boyunca sıralanmışlar ve yarışı izlemeye başlamışlar. Varış noktasındaki tepe çok yüksek olduğu için seyircilerin hiç birisi, yarışmacıların tepeye ulaşabileceklerini düşünmüyorlarmış. Seyirciler yarışmacılara acıyarak bakıyor ve şöyle konuşuyorlarmış: “Zavallılar! Hiç bir zaman başaramayacaklar.”

Zorlu yarışta kurbağalar yavaş yavaş yarışmayı bırakmaya başlamışlar. Bu arada seyirciler acıdıkları yarışmacılara bağırmaya devam ediyorlarmış: “Vazgeçin, yapamazsınız, tepeye varamazsınız, kendinizi mahvedeceksiniz.” Yarışmacı kurbağalar teker teker yarışı terk etmişler. Ama içlerinden cılız bir kurbağa gerilerden gelerek tırmanmaya devam etmiş. Büyük bir gayret ile mücadele ederek tepeye çıkmayı başarmış. Seyirciler hayretle kazanan kurbağanın yanına gelip sormuşlar: “Nasıl oldu da bu kadar zor bir yarışı kazandın? Nasıl başardın?” Kazanan kurbağa eliyle kulağını tutarak kafasını soruyu soran seyirciye uzatarak bağırmış: “Bana mı dedin? Duymuyorum.”

“Yapamazsın” diyen hiç kimseyi dinlemeyeceksin; sağır olacaksın!