Atatürk’e göre Cumhuriyet

Atatürk'ün en büyük eseri Türkiye Cumhuriyeti'dir. Türk ulusunun karakterine ve geleneklerine en uygun olan yönetim cumhuriyet yönetimidir.

'Demokrasi ilkesinin en çağdaş ve en mantıksal uygulamasını sağlayan yönetim biçimi cumhuriyettir. Cumhuriyette son söz, ulus tarafından seçilmiş meclisindir. Ulus adına her türlü yasaları meclis yapar. Bakanlar Kuruluna güven duyar ya da onu düşürür. Ulus, vekillerinden memnun olmazsa başkalarını seçer. Cumhuriyette Bakanlar Kurulu, sınırlı bir süre için seçilmiş olan bir Cumhurbaşkanına bırakılır. Bakanlar Kurulunu oluşturacak Başbakanı Cumhurbaşkanı, milletvekillerinden seçer.'

'Bunlar bilirler ki kendilerini iktidar ve yetki makamına belirli bir zaman için getiren irade ve egemenliğin sahibi olan ulustur. Yine bunlar bilirler ki iktidar makamına saltanat sürmek için değil, ulusa hizmet için getirilmişlerdir. Ulus adına devleti yönetme izni verilenler, ulusa hesap vermek zorundadırlar (Medeni Bilgiler, s.44).'

'Cumhuriyet, ahlaksal erdeme dayanan bir yönetimdir. Cumhuriyet erdemdir. Sultanlık, korku ve tehdide dayanan bir yönetimdir. Cumhuriyet yönetimi erdemli ve namuslu bireyler yetiştirir. Sultanlık korkuya, tehdide dayandığı için korkak, alçak, sefil, rezil insanlar yetiştirir (ASD II, s. 242).'

Cumhuriyetimiz, gökten zembille inmedi ya da İstanbul Sarayı tarafından altın tepsi içinde de sunulmadı. Cumhuriyete giden yol, büyük engellerle dolu idi. Bu engelleri aşmak da kolay olmadı. Atatürk'ün belirttiği gibi 'Cumhuriyetimiz, bedava kazanılmadı. Bunun için çok kan döktük, her tarafta kırmızı kanlarımızı akıttık.'

'Cumhuriyetimiz zayıf değildir. Cumhuriyet, düşünce serbestliği taraftarıdır (ASD III, s. 94).'

Türkiye Cumhuriyeti, laik temeller üzerine oturtulmuş bir yönetimdir. 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin resmi dini yoktur. Devlet yönetiminde bütün yasalar, bilimin çağdaş uygarlığa sağladığı temel ve biçimlere, dünya gereksinmelerine göre yapılır ve uygulanır. Din anlayışı vicdani olduğundan, Cumhuriyet, din düşüncelerini devlet ve dünya işlerinden ve siyasetten ayrı tutmayı, ulusumuzun çağdaş ilerleyişinde de başlıca başarı etkeni görür (Medeni Bilgiler, s. 73).'

Başka bir anlatımla Türkiye Cumhuriyeti'nde herhangi bir dinsel kişi, kurum ve kuruluş, devletin işleyişine, düzenine, kurallarına ve bireylerin, toplumun yaşam biçimine yön veremez, yön vermek için çaba harcayamaz.

'Politika aleminde, birçok oyunlar görülür, Fakat kutsal bir ülkünün belirtisi olan Cumhuriyet yönetimine, çağdaş harekete karşı bilgisizlik ve bağnazlık ve her çeşit düşmanlık ayağa kalktığı zaman, özellikle ilerici ve cumhuriyetçi olanların yeri, gerçek ilerici ve cumhuriyetçi olanların yanıdır; yoksa gericilerin ümit ve çalışma kaynağı olan yer değildir (Atatürk'ün Fikir ve Düşünceleri, s. 208).

'Benim değersiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti, sonsuza dek yaşayacaktır. Türkiye Cumhuriyeti, her anlamı ile büyük Türk ulusunun öz ve aziz malıdır. Değerli çocuklarının elinde sürekli yükselecek, sonsuza kadar yaşayacaktır (Atatürk'ün Fikir ve Düşünceleri, s. 189).'

Atatürk, Cumhuriyetimizin korunması görevini Türk gençliğine vermiştir:

'Ey Türk Gençliği! Birinci ödevin Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyeti'ni sonsuza kadar korumak ve savunmaktır (Nutuk, s. 607).'

Türk ulusunun öz ve kutsal malı olan çağdaş, laik Cumhuriyetimizin 96. Kuruluş Yılı kutlu olsun.