Fazla zaman geçmedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan Ekim ayında partisinin merkez karar yönetim kurulu toplantısını yaparken ilginç bir ifade de bulundu. Milletvekillerini, il başkanlarını 'akrabalarını Parti'nin yönetimine koymamaları konusunda uyardı ve 'aşiretleşmeyelim' dedi. Duyanlar Erdoğan'ın ilk yönetimlerine şekil vermeye çalıştığını düşündü. Lakin gerçek olan bir süredir muhterem eşlerinin kontenjanından neredeyse Cumhurbaşkanından sonra en kıdemli bakan havasına bürünen Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak'ın istifasını getirdi.
Berat Albayrak olayı AK Parti'de hem bir sonu hem de bir başlangıcı gündeme getiriyor. Son olan partide ve hükümette kötü ekonomik gidişin sonlanması, yeni başlayan ise Erdoğan'ın ABD başkanı seçilen Biden yönetimine uygun tahkimat ve hazırlık yapmasıdır. Erdoğan belki de bir taşla iki kuşu Berat Albayrak'ın istifası ile vurmuş oldu. Cuma gecesi Merkez Bankası başkanının görevden alınmasıyla başlayan süreçte önemli olan bankaya yeni atanan Başkan değil istifa ettirilen Hazine ve Maliye bakanı olayı olmalıydı. Lakin emir alındı. Hesap kitap, istişareler yapıldı. Türk medyasının Cumhuriyet tarihinin en önemli araştırmacısının kaleminden 'At izi, it izine karıştı. Allah sonumuzu hayreylesin' ifadeleriyle istifa mektubu sosyal medyadan duyuruldu.
AK Parti'de krizi tırmandıran esas olay Bilal Erdoğan'la Berat Albayrak arasında yıllar önce yaşanan ve tercihen damadın öne çıktığı bir pozisyon değil elbet. Devlet umuru görmemiş özel sektör dışında, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı dışında devlet bir görevi görülmeyen bir ismin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte birleştirilen Hazine ve Maliye bakanlığının başına getirilmesi kimseyi şaşırtmadı. Bu dönemde Külliye sakinleri başta olmak üzere birçok bakanla ve kamu üst düzey yetkilisi ile yaşanan gerginlikler Erdoğan'ın masasında bulunan siyah ajandasına kaydedilen notlardan bazıları idi. Muhterem Cumhurbaşkanı ne kadar sert, asabi görünse de gerçek hayatında çelebi kişiliği yanında 'insanlara inanmak güvenmek' gibi bazı kişisel zaafları da vardı. Özellikle yol arkadaşı ağabeyi Sadık Albayrak'ı 'Dünür' olarak kabul etmesi, onun iki tane yetişmiş evladından birini paranın ve maliye yönetiminin başına getirmesi, diğerini ise merkez medyanın başına koyarak neredeyse medya organizasyonunu ve hükümetin algı yönetimini yönettirmesi hep bu güvenin eseridir. Kim ne derse desin, kim ne söylerse söylesin, hangi bilgi, hangi belgeyi ortaya koyarsa koysun Muhterem Cumhurbaşkanı sahip çıktı. Albayrak Kardeşler'den bir gün olsun yüzünü çevirmedi. hep arkalarında durdu. Ne Binali Yıldırım'la İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı seçiminde yaşanan gerginlik ne de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile birbirlerine omuz atma derecesine gelen gerginlik; ne de babası yaşındaki insanların yediği fırçadan sonra ağlamaklı bir şekilde huzura gelip şikayetleri Erdoğan'ın fikrinden döndüremedi. Ancak son aylarda ekonominin dalgalı şekildeki seyri 2019 Ağustos'unda meydana gelen döviz spekülasyonu ile beraber iç piyasa para çekme operasyonu, son aylarda Merkez Bankası'nın 100 milyar doları Aşkın rezervinin kamu bankaları aracılığıyla iş dünyasının önde gelen yönetime yakın duran isimlere kredi olarak verilip karşılığında dolar alınması Erdoğan'ın sabrını taşırdı.
Erdoğan'ın bunlardan haberdar oluşu 2021 yılı bütçesine ilişkin Külliyede hazırlanan dosyalarla ortaya çıktı. Erdoğan ekonomik kurulu toplayıp anlatılanları ve iddia edilenlerin teker teker madde madde sıralattı. Madde madde savunma aldı, madde madde bu konudaki görüşmeleri dinledi. İşin ilginç yanı böyle hassas bir toplantıya Maliye Ve Hazine Bakanı Berat Albayrak çağrılmadı. Hatta toplantının sonunda iddialara ilişkin savunması alınırken yapılan davet Berat Albayrak ile yolların ayrılmasına kadar gidecek süreci hızlandırdı. Belki burada söylemesi, ifade edilmesi gereken başarı Erdoğan'ın çok sevdiği Gürcü olan eşine karşın İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in 'Damattan Kurtul, desteği al, Türkiye'nin önünü aç' teklifinin gerçek olmasıdır. Yakın zamanda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilişkin bir revizyon da AK Parti'nin en önemli partneri olmaya aday İyi Parti'nin damat başlığıyla ortaya koyduğu ekonomik talep bugün itibarıyla gerçekleşmiş oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu krizi anlaması bir hayli ilginç… Çünkü zamanlama AK Parti kongrelerinin başlamasıyla beraber geldi. Akrabaların parti yönetimine alınmamasını istediği bir dönemde ABD'de Biden'in seçilmesiyle birlikte olması tesadüf değildir. Erdoğan, Merkez Bankası Başkanı olan kişinin sadakatından zerre kadar şüphesi yoktu. Uysal, ABD Halkbankası davasından krtik rol üstlenmiş bir isimdi. Kendisine Külliye'den gelen 'faiz arttırma' uyarısının kurbanı olduğu yoksa Erdoğan'a rağmen hareket etmediği not alınmış durumdadır.
Naci Ağbal'ın bu süreci yalnız değil bir ekip ruhuyla gerçekleştirmektedir. Berat Albayrak'ın yerine gelecek isim Ak Parti'de bakanlık yapmış bir isim. Ağbal gibi maliye kökenli. Yeni bakanla birlikte kamu bankaları yönetimi değişecektir. Hedefte Ziraat, Halk Bank, Vakıfbank vardır.
Erdoğan, siyaset ile birlikte ekonomiyi geç de olsa ele almıştır. Bunu yaparken at izi, it izine karıştığı bir dönemde yapmaktadır. MHP'nin tavrı özellikle Türkmen Bey'in gelecek tasavvuru atacağı adımı belirleyecektir.