Aşırı Shareting ile Çocuk Hakları

Günümüzde ebeveynler, çocuklarının fotoğraflarını ve özel anlarını sosyal medyada paylaşmayı alışkanlık haline getirmiş durumda. Özellikle “sharenting” olarak adlandırılan bu eğilim, ebeveynlerin çocuklarının hayatlarını aşırı ölçüde dijital dünyaya taşımasını ifade etmek için kullanılan terim. Ancak her beğeni ve yorumun arkasında, göz ardı edilen ciddi tehlikeler yatıyor: mahremiyetin ihlali, veri güvenliği sorunları ve çocukların gelecekteki dijital kimliklerine yönelik riskler.
 

Birçok ebeveyn, çocuğunun sevimli bir anını paylaşırken, aslında onların rızası olmadan dijital kimliklerini oluşturmaya başlıyor. Çocukların hayatlarının her anı ilk adımları, doğum günleri, okul başarıları milyonlarca insanın erişimine açık bir şekilde sosyal medyaya yükleniyor. Ancak bu süreçte çocukların kendi mahremiyetlerini koruma hakkı göz ardı ediliyor. İleride bu paylaşımlar, çocukların sosyal ve profesyonel yaşamlarını etkileyebilir. Örneğin, çocuklar büyüdüklerinde bu içeriklerin internette var olmasından rahatsızlık duyabilirler. Çocuklarla ilgili paylaşılan her bilgi, kötü niyetli kişilerin eline geçme potansiyeline de sahiptir. Özellikle çocukların isimleri, doğum tarihleri, okul bilgileri veya konumları gibi ayrıntılar, siber suçlular için birer veri kaynağına dönüşebilir. Çocukların dijital dünyadaki ayak izleri, kimlik hırsızlığı veya dolandırıcılık gibi suçlar için kullanılabilir. Ayrıca, bu tür içeriklerin pedofil gruplar tarafından kötüye kullanılma riski de ne yazık ki oldukça yüksektir. Aşırı paylaşımın çocuklar üzerinde psikolojik etkileri de göz ardı edilmemelidir. Çocuklar büyüdüklerinde, ebeveynlerinin kendileri hakkında ne kadar çok bilgi paylaştığını fark ettiklerinde, bu durum onlarda öfke, utanç veya özgüven sorunlarına yol açabilir. Ayrıca, sosyal medyada sürekli “görünür” olmak, çocuklarda mahremiyet kavramını zedeleyebilir ve kendi sınırlarını belirlemekte zorlanmalarına neden olabilir.
 

Ebeveynler ne yapmalıdır?
 

Ebeveynlerin, sosyal medyada çocuklarıyla ilgili içerik paylaşmadan önce şu soruları kendilerine sormaları gerekir:
 

- Bu paylaşım, çocuğumun mahremiyetine saygılı mı?

- Çocuğum büyüdüğünde bu paylaşımın internette olmasını ister mi?

-Paylaşacağım bilgiler kötü niyetli kişiler tarafından nasıl kullanılabilir?
 

Ebeveynler, çocuklarının dijital ayak izlerini en aza indirmek için daha bilinçli hareket etmelidir. Örneğin, çocuğun yüzünü göstermeyen fotoğraflar paylaşabilir, konum bilgilerini gizli tutabilir ve paylaşımlarını sadece güvendikleri bir çevreyle sınırlayabilirler.
 

Unutulmamalıdır ki çocukların mahremiyeti, ebeveynlerin sorumluluğundadır. Onların gelecekteki dijital dünyada karşılaşabilecekleri riskleri en aza indirmek için bugünden önlem almak önemlidir. Çocuklar, ebeveynlerinin sosyal medya hesaplarının bir nesnesi değil, kendi hakları ve mahremiyetleri olan bireylerdir. Onlara saygı duymak ve dijital kimliklerini korumak, her ebeveynin birincil görevi olmalıdır.
 

Dijital çağda bir sınır çizmek zor, ama çocuklarımızın geleceği için bu sınırı çizmek zorundayız.