Anonim ve limited şirket hisse devirleri ve vergi uygulamaları 

I-ANONİM ŞİRKETLERDE HİSSE DEVRİ

Anonim şirket ana sözleşmesinde aksi yönde bir hüküm bulunmaması halinde, hisse senetlerinin nama yazılı olarak çıkartılması gerekmektedir. Ancak, Türk Ticaret Kanunu 409. maddesince, hisse senetlerinin, nama yazılı olarak düzenlenebildiği gibi, hamili adına düzenlenmesi de mümkün bulunuyor. Fakat, bedelleri tamamen ödenmemiş olan sermaye payları için hamiline yazılı hisse senedi veya ilmühaber çıkartmak mümkün değildir. Sermaye payları ödenmemiş ortaklık payları için çıkartılan hisse senetleri geçersiz olup, bu hisse senetlerini devir alan iyi niyetli üçüncü kişilerin, tazminat isteme hakkı vardır.

II-ANONİM ŞİRKET HİSSELERİNİN DEVRİNDE VERGİLEME

Gerçek kişilerin kapalı veya aile tipi olarak adlandırılan anonim şirketlerde sahip oldukları hisse senetlerini elden çıkarmaları yoluyla sağladıkları kazançlar, GVK'nun mük. 80. maddesi kapsamında değer artış kazancı olarak kabul edilmiştir.

Anılan maddede, miras yahut bağış gibi yollarla karşılıksız (ivazsız) olarak iktisap edilenler hariç olmak üzere tam mükellef kurumlara ait hisse senetlerinin iktisap tarihinden itibaren 2 yıl içinde veya iktisaptan evvel elden çıkarılmasından sağlanan kazançların değer artış kazancı olarak vergiye tabi olduğu hükme bağlanmıştır. Maddeye göre ivazsız elde olunan hisse senetlerinin elden çıkarılması ile bir bedel karşılığı (ivaz) edinilen hisse senetlerinin iktisap tarihinden itibaren 2 yıl geçmesinden sonra sağlanan kazançlar gelir vergisinin konusuna girmemektedir.

Ancak hemen belirtelim ki bu düzenleme, gerçek kişilerin sahibi oldukları hisse senetleri için geçerlidir. Dolayısıyla ticari işletmelere dahil hisse senetlerinin elden çıkarılmasından elde edilen kazançlar için geçerliliği yoktur.

Hisse senetlerinin iktisap tarihinden itibaren 2 yıl geçtikten sonra elden çıkarılması halinde doğan kazancın vergilendirilmeyecek olması, hisse senedinin iktisap tarihinin bilinmesini önemli kılmaktadır. Bu nedenle, hisse senedi alım satımı yapanların vergisel yükümlülüklerini tam olarak yerine getirebilmeleri açısından hisse senetlerinin iktisap tarihini bilmeleri gerekmektedir.

Belirli bir şirketin hisse senedinden değişik tarihlerde alımlar yapıldıktan sonra, alınan hisse senetlerinin bir kısmının elden çıkarılması halinde mükellefler elden çıkarılan hisse senetlerinin hangi işlemle veya hangi tarihte alınan hisse senetleri olduğunu bizzat kendileri tespit edeceklerdir.

Buradaki kazancın tespitinde, satış bedelinden elden çıkarılan hisse senetlerinin maliyet bedelinin düşülmesi gerekmektedir. Maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi dolayısıyla yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamıdır.[1]

III-LİMİTED ŞİRKET PAY DEVRİNDEN ELDE EDİLEN SATIŞLARIN VERGİSEL DURUMU NEDİR?

193 sayılı GVK'nun mük. 80. maddesinin (4) nolu bendinde, ortaklık haklarının veya hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların 'değer artış kazancı' olduğu hükme bağlanmış olup anılan madeninin devamında 'elden çıkarma' deyiminin yukarıda yazılı mal ve hakların satılması, bir ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi, ticaret şirketlerine sermaye olarak konulmasını ifade ettiği belirtilmiştir.

Ortaklık hakkı veya hissesi, her türlü şahıs ve sermaye şirketlerinde, ortakların hisse senedine bağlanmamış payını ifade eder. Madde hükmünde bahsi geçen ortaklık hakları ve hisselerinden kasıt, ticari ortaklıklarda ortakların hisse senetleri ile belirlenmemiş paylarını ifade etmektedir. Bu kapsamda Limited şirkete ait ortaklık hakkını temsil eden payların elden çıkarılmasından doğan kazançlar, GVK uygulamasında değer artış kazancı olarak kabul edilmektedir.

Öte yandan, bu noktada belirtilmesi gereken bir başka husus, kimi değer artış kazançları için öngörülen elde tutulma süresine ilişkin sınırlayıcı hükümlerin ortaklık haklarının veya hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar için geçerli olmayışıdır. Bir başka değişle, ortaklık hakkının veya hissesinin elde tutulma süresinin bunların elden çıkarılmasından elde edilen kazancın değer artış kazancı olup olmadığı hususuna bir etkisi bulunmamaktadır. Dolayısıyla Limited şirket ortaklık payları veya hisseleri iktisap tarihinden itibaren 3 ay, 3 yıl ya da 10 yıl sonra da elden çıkarılsa da, bunlardan elde edilen kazançlar değer artış kazancıdır.

Örnek: (X) Ltd. Şti.nin %25 ortaklık payına sahip olan Bay (A) bu hisseleri 17.02.2010 tarihinde 25.000 TL bedel ilen iktisap etmiş, hisselerinin tamamını 24.07.2011 tarihinde 40.000 TL bedel ile Bay (B)'ye satmıştır.

  1. Ortaklık payının iktisap tarihinden önceki aya (ocak 2010) ilişkin ÜFE endeksi 153,62'dir.
  2. Ortaklık payının elden çıkarıldığı aydan önceki aya (haziran 2011) ilişkin ÜFE endeksi 170,40'dır.
  3. Tespit edilen endeks artış oranı 170,40-153,62 / 153,62 = %11'dir. Bu oran kanunla belirlenen oranının (%10 veya üzeri) üzerinde olduğundan ortaklık payının iktisap bedelinin belirlenmesine ilişkin endeksleme yapılacaktır.
  4. Ortaklık payının reel iktisap bedeli [1+ (170,40 – 153,62) / 153,62] x 25.000 =27.750,00 TL olarak hesaplanacaktır.
  5. Ortaklık payının elden çıkarılmasından doğan değer artış kazancı 40.000,00 – 27.750,00 = 12,250,00 TL olarak hesaplanacaktır.

Bay (A)'nın bu satış nedeniyle herhangi bir gideri olmadığını kabul ettiğimizde bu satışa ilişkin safi değer artış kazancı 12.250,00 TL olacaktır. Bu tutarın 2011 yılı için 8.000 TL'lik kısmı gelir vergisinden istisna edildiğine göre vergiye tabi gelir (12,250 – 8,000 = 4,250 TL olarak hesaplanacaktır. Bay (A) bu tutarı 2011 yılı içinde genel hükümler çerçevesinde beyan edecektir.[2]

IV-KOMANDİT ŞİRKETLERDE HİSSE DEVRİ VE KDV

24.02.1987 tarih ve 19382 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 25 Seri Nolu KDV Genel Tebliğinin (C) bölümünde;

'Adi ortaklıklarda ortaklığın sona ermesi sonucunu doğurmayan hisse devir işlemlerinin KDV'ye tabi tutulmayacağı, ortaklığın sona ermesi sonucunu doğuran hisse devir işlemlerinde isen vergi uygulanacağı' hususu açıklaması yapılmıştır.

Buna göre, yukarıda yer alan tebliğde yapılan açıklamalar çerçevesinde adi ortaklıklarda olduğu gibi Adi Komandit Şirketlerde de ortaklığın son bulmasını gerektirmeyen hisse devri işlemleri KDV'ye tabi değildir.

V-LİMİTED ŞİRKET Mİ YOKSA ANONİM ŞİRKET Mİ KURMALI?

Asıl konumuza dönecek olursak, anonim şirket ortakları ile Limited şirket ortaklarının ortaklıktan ayrılmaları neticesinde elde ettikleri gelirin vergilendirilmesi açısından anonim şirket ortakları lehine önemli farklılıklar ortaya çıkmaktadır.[3] Öyle ki, bu farklılıklar son yıllarda vergi mevzuatında yapılan düzenlemeler neticesinde Limited şirketlerin ortakları tarafından pay devirlerinin cazibesini ortadan kaldırmıştır. Başka bir ifade ile, Limited şirket ortaklarının ortaklık payı hisse senediyle temsil edilmediği için Limited şirket pay devirleri önemli ölçüde vergilendirilmektedir.[4]

Anonim şirketlerde hisse devirleri 2 yıl geçtikten sonra vergiye tabi değildir.[5] Örneğin bir anonim şirketteki hisse senedinin 2 yıl elde tutulduktan sonra devreden bir gerçek kişinin elde ettiği kazanç GVK'nun mük. 87. maddesi uyarınca herhangi bir gelir vergisine tabi değildir.[6] Tüzel kişi ortaklar açısından ise, bir Limited şirketteki ortaklık hakkının ya da bir AŞ'deki payını temsil eden hisse senetlerinin iktisap tarihinden 2 yıl geçtikten sonra elden çıkarılması halinde kazancın %75'i ortaklara dağıtılmadığı takdirde kurumlar vergisinden istisna olur ve iştirak satış işlemi hisse senedi olsun olmasın KDV istisnasından yararlanır.[7] Buna karşın ortaklık hakkı veya hisse senedinin 2 yıl geçmeden elden çıkarılması halinde elde edilen iştirak satış kazancı, kurumlar vergisine tabidir. KDV yükümlülüğü açısından ise 2 yıllık süre geçmeden hisse senetlerinin teslimi her durumda KDV'den istisna iken Limited şirket ortaklık paylarının devrinde KDV açısından herhangi bir istisna bulunmamaktadır.[8] Dolayısıyla, iktisap ile elden çıkarma arasındaki sürenin 2 yılı geçmemesi halinde, kurumlar vergisi mükelleflerinin Limited şirketlerdeki iştirak paylarını elden çıkarmaları durumunda ayrıca devir bedeli üzerinden %18 KDV hesaplamaları gerekmektedir.[9]

Limited şirketlerdeki iştirak hissenin elden çıkarılmasına ilişkin mali yönden ortaya çıkan dezavantajlar, işbu Limited şirketin anonim şirkete nev'i değişikliği yoluyla çevrilmesi suretiyle aşılabilecektir.[10] Bir Limited şirketin nev'i değiştirmek suretiyle anonim şirkete geçmesi halinde nev'i değiştirme tarihinden sonra anonim şirket hisse senetlerinin satılması halinde KDV'den istisna olacaktır.[11]

5520 sayılı KVK 1 Seri Nolu Genel Tebliği hükümlerine göre, KVK'nun 19 ve 20. maddeleri kapsamında gerçekleştirilen devir ve bölünme hallerinde, devrolan veya bölünen şirketin ortaklarına verilen hisselerin iktisap tarihi olarak, bu yeni hisselerin verilmesine neden olan devrolan veya bölünen şirketin hisselerinin iktisap edildiği tarihin esas alınması gerekmektedir.[12] Aynı kanunun 19. maddesinde bu kanuna uygun nev'i değiştirmeleri de devir hükmünde olduğundan, nev'i değiştirme halinde, elde edilen hisse senetlerinin iktisap tarihi, Limited şirketteki iştirakin iktisap tarihi olarak kabul edilir.

Pratik yaşamda, özellikle Limited şirketlerin gerçek kişi ortakları açısından büyük bir vergisel avantaj yaratır. Bir Limited şirkette 2 yıldan fazla ortak olan bir gerçek kişi (sermaye artırımı yapıldıysa bunların da iki yıl önceden yapıldığı varsayımıyla), bu iştirak payını nevi değişikliği yapılmadan sattığında vergi ödemekle yükümlü olurken, nevi değişikliğine gidilip hisse senetlerini satması halinde herhangi bir gelir vergisi yükü olmayacağından, Limited şirket ortaklarının hisselerini nevi değişikliğine gittikten sonra elden çıkarmaları tavsiye olunur.[13]

Sonuç olarak, anonim şirketlerin kurulması, hisse devirleri Limited şirketlere nispeten daha avantajlı durumdadır. Limited şirketlerdeki pay devirlerinin vergi dezavantajı dolayısıyla bu şirketlerdeki iştirak hissesinin elden çıkarılmasına ilişkin yukarıda belirtilen vergisel dezavantajlar, Limited şirketin anonim şirkete nevi değişikliği yoluyla çevrilmesiyle bu dezavantaj, avantajlı duruma çevrilebilir. Ayrıca, Limited şirketlerdeki ortaklar ve müdürlerin kanuni temsilci sıfatıyla amme borçlarından sorumlulukları da dikkate alındığında Limited şirket olarak faaliyet sürdürmek çok cazip görülmemektedir.

------------

[1] 213 sayılı VUK md.262

[2] ATEŞ Koray, 550 Soruda Vergi ve Muhasebe Uygulamaları Rehberi, Hipotez Yayınları, 2011,Nisan, s. 259-261.

[3] ALPASLAN Mustafa, 'Limited Şirket mi, Yoksa Anonim Şirket mi Kurmalı?', Yaklaşım Yayıncılık, Ekim 2011, Sayı:226, Yıl:19, s. 527-530.

[4] GVK md. 80/4: değer artış kazancı, KDVK md. 17/4-g. Bkz. KIZILOT Şükrü, 'Anonim ve Limited şirket hissesi devrinde ince noktalar', Yaklaşım Dergisi, Ekim 2010, Sayı:214.

[5] Anonim şirket ortağının, şirket tarafından hisse senedi bastırılmamış ise şirket ortağı yönünden hissesini kaç yıl sonra ve kime satarsa satsın bundan doğan kazanç 'değer artış kazancı' olarak GVK'nun mük. md 80/4 hükmü gereğince vergiye tabi olacaktır. Eğer, anonim şirket hisse senedi bastırmış ise, 2 yıldan fazla süre elde tutulan hisse senetlerinin satışından doğan kazanç vergiye tabi değildir. İlmühaber bastırılmış ise bunların da elden çıkarılması halinde tıpkı hisse senedi gibi işlem görecektir.

[6] Bkz. A. Bumin DOĞRUSÖZ, 'Anonim Şirket Hisselerinin Devrinde Vergileme', Yaklaşım, Ekim 2009, s.17-18; Akın Gencer ŞENTÜRK, 'Hisse Senedi (ve İlmühaber) Satış ve Teslimlerinde, KDV Kanunu'nda Yer alan Üç Farklı Hükmün Hangisinin Uygulanacağı', Yaklaşım, Aralık 2009, s. 182-184; Abdullah TOLU, 'İştirak Hissesi Satışlarında KDV İstisnası', Yaklaşım, Aralık 2006, s. 204-206; 232 No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği, 1 No.lu KDV Genel Tebliği VI/F-4/f bölümü, MB'nin, 27.11.2006 tarih ve 0935085 sayılı Özelgesi (Özelge'nin tam metni için Bkz. Şükrü KIZILOT, Danıştay Kararları ve Özelgeler, Cilt:8, Ankara, 2008, s.1168-1169).

[7] KDVK md.17/4-r.

[8] COŞKUN Leon Aslan, 'Limited şirket ortaklık paylarının satışında vergilendirme' Fortune Dergisi, Ağustos 2011.

[9] 3065 sayılı KDVK md. 17/4-r.

[10] Limited şirketlerde ortağın sermaye payının devri halinde vergileme söz konusudur. TTK md.520/5 hükmü gereği hisselerin devrinde noterden pay sözleşmesi devri ile mümkün olabilmektedir. Hissenin devredilebilmesi için ortakların en az dörtte üçünün onayı ve bunların esas sermayesinin en az dörtte üçüne sahip olması gerekir. Pay devirlerinin ayrıca Limited şirket pay defterine işlenmesi ve noter tarafından vergi dairesine yollanması zorunludur. Limited şirketlerde, hisse senedi ya da ilmühaber çıkartılamadığı için, şirket hissesi ne zaman satılırsa satılsın, bundan doğan kazanç 'değer artışı kazancı' olarak gelir vergisine tabi tutuluyor (GVK mük. md. 80/4). Kazancın hesaplanmasında, hissenin iktisap (edinme) bedeli, (hisse senedi ya da ilmühaber bastırılmamış A.Ş. hisselerinde olduğu gibi) endekslemeye tabi tutuluyor ve aynı istisna uygulanıyor. Bu arada, ilginç bir yasa ve uygulama; limited şirketlerde, çoğunluk hisseye örneğin yüzde 99 hisseye sahip olan ortak, diğer ortağın yazılı onayı olmadan, hissesini ya da hissesinin bir kısmını, eşine ve çocuğuna dahi satamıyor.

[11] KDVK md.17/4-g. Hisse senedi bastırılması durumunda ve ayrıca 2 yıl elde tutulduktan sonra yapılan satışlar.

[12] 1 Seri Nolu Genel Tebliğ 03.04.2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

[13] COŞKUN Leon Aslan, agm, s.2