Alıştık...

Penceremden kafamı dışarıya uzattığımda 4-15 yaş çocukların maskesiz, korunmasız ve sosyal mesafe kurallarını hiçe sayarak oynadığını görüyorum. Onların yanlarından geçen maskesiz insanlar, birbirlerine gidip gelmeye başlayan komşular, Eee hadi bize gelin diyen akrabalar. Eee bir el öpmeye de bekleriz'ciler. Anlayamıyorum, keşke anlayabilsem. Bu kadar cahil olmayı nasıl başarabiliyoruz? Halbuki daha bu virüsün başında ne kadar da bilinçliydik....

Hayat zor, geçim sıkıntısı, maddi imkanlar ve imkansızlıklar. Bazen bazılarının evlerinin bile onlara dar geldiğini, sıkıntı yaşadıklarını ve psikolojilerinin bozuk olduğunu duyuyorum. En çok bu durumda çocukların mağdur olduğunu eğitimlerinin uzaktan yapılamadığını, bunun zorluğunu ve sıkıntısını yaşadıklarını biliyorum. Biliyorum ama. Hepimiz sınavlara evlerden girdik. Hepimiz internet alışverişine alıştık. Hepimiz evden çalışmaya uyum sağladık. Hepimiz normal hayatımıza, alışkanlıklarımıza, hobilerimize, eğitimlerimize ve iş yerlerimize gitmeyi istiyoruz. Her şey normal olsun, hayatımızın akışı eskisi gibi olsun istiyoruz. İstiyoruz da, biz daha tamamen koronayı yenemedik ki? Bunu başaramadan niye bu kadar diretiyoruz?

Dünya Sağlık Örgütü, korona virüsünün tıpkı AIDS'e neden olan HIV gibi kalıcı olabileceği uyarısında bulunarak, 'Bu virüs çekip gitmeyebilir, toplumlarımızda endemik olarak kalabilir. En büyük umudumuz çok etkili bir aşı' açıklamasını yaptı.

Şimdi sokaklarda darbuka eşliğinde virüsü yendik diye dolaşanlara bunu nasıl anlatacağız?

Aşı yok, herkes sokaklarda ve geçmesi kesin bir şey değil!

Eee hadi buyur buradan yak!