AKP, Erdoğan’ın adaylığını riskli görürse 2.bir aday çıkarır mı?

Anayasa ve Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunundan kaynaklanan riskler:


Anayasa'nın 101.maddesinin 2.fıkrası ile 116.maddesinin 3.fıkrası ve Cumhurbaşkanı Seçimi Kanununun 3.maddesinin 2.fıkrasına göre bir kimse en fazla 2 defa Cumhurbaşkanı seçilebilir. Ancak Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.


Erdoğan 2014 ve 2018 yıllarında halk tarafından Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Yani 2 defa Cumhurbaşkanı seçilmiştir.


Bu hükümler, Erdoğan'ın adaylığına risk teşkil etmektedir.


Adaylığın kabul veya reddine Yüksek Seçim Kurulu(YSK) nasıl karar verecektir:


YSK, adaylar hakkında yapacağı inceleme sonucunda seçilme yeterliliğini ve aday gösterme şartlarını taşıyanları Resmi Gazetede geçici olarak yayımlar. Bu listeye yapılacak olan itirazları 3 gün içinde kesin karara bağlar.


YSK öncelikle Cumhurbaşkanı Seçimi Kanununa bakacak. Bu Kanunun 2.fıkrasına göre bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir. Erdoğan'ın, 2 defa seçilmediğini, hükmün açık olmadığını veya Anayasa ile çeliştiğini belirterek yorum yapmak suretiyle seçilme yeterliğine sahip olduğuna karar verebilir mi?


Cumhurbaşkanı Seçimi Kanununun 3.maddesi 25.4.2018 tarihli ve 7140 sayılı Kanunun 3.maddesi ile yeniden düzenlenmiştir. Bu nedenle YSK, iki defa seçilmenin başlangıç tarihinin 2018 den itibaren başlayacağını ileri sürebilir mi?


ki soruya da cevap vermeye çalışalım:


Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu 26 Ocak 2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Bu Kanunun 3.maddesinin1.fıkrası şu şekildedir: 'Cumhurbaşkanı seçimleri beş yılda bir yapılır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.' Dolayısıyla hüküm 2012 den beri yürürlüktedir. Bu nedenle 2018 tarihi baz alınamaz.


Diğer baştaki soruya gelince:


Yasaların anayasaya uygunluk denetim yollarını, konunun daha iyi anlaşılması için kısaca izah etmekte yarar var.


Ülkemizde anayasa yargısında denetim yolları: Soyut Norm Denetimi, Somut Norm Denetimi ve Bireysel Başvuru şeklindedir.


Soyut norm denetimi;
Cumhurbaşkanı, iktidar partisi meclis grubu, anamuhalefet partisi meclis grubu v.b. kişi ve grupların 10 ve 60 günlük süreler içerisinde yasanın veya yasa hükmünün Anayasaya aykırı oluğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesine iptal davası açabilirler.(Anayasa md:150,151)


Somut norm denetimi ise, belli bir süreyle sınırlı olmaksızın mahkemeler tarafından uygulanacak yasa hükmünün anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesine dava açabilirler.(md:152)


Bireysel başvuru; kanun yollarının tüketilmiş olması kaydıyla, bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin veya AİHS kapsamındaki haklarının ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurmalarıdır.(md:148)


Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğünü düzenleyen Anayasa'nın 11.maddesine göre; Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Bundan dolayı mahkemeler ve YSK, uygulayacakları bir kanun hükmünü öncelikle Anayasa'nın temel ilke ve kurallarına uygunluğunu incelerler.


Seçim hukuku, seçimlere uygulanan kurallar manzumesidir. YSK, seçimlerin genel yönetim ve denetiminden sorumlu tek makamdır. Dava, itiraz konusu veya kendiliğinden uygulayacağı hukuki düzenleme(kanun maddesi), Anayasa'ya uygun görülmediği takdirde YSK diğer mahkemeler gibi konuyu Anayasa Mahkemesine götürdüğüne şahit olmadım. Sebebi, herhalde Anayasa'nın 79.maddesi gereğince YSK kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaması ve kararlarının kesin olmasından kaynaklanmaktadır.


Bu durum, anayasanın bütünlüğü dikkate alınarak münhasıran anayasayı yorumlama yetkisine sahip olan Anayasa Mahkemesini devre dışı bırakmaktadır.


Anayasa ve Cumhurbaşkanı Seçimi Kanununda 'Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.' kuralı gayet açık olmasına, birden fazla anlama gelmemesine ve yoruma muhtaç olmamasına rağmen, YSK bu kuralın mevcut Cumhurbaşkanı için 3 değil 2 olduğuna yorum yöntemiyle ulaşması mümkün müdür?


Yorum yöntemlerini burada anlatacak değilim. TBMM Başkanı Mustafa Şentop bir makale yayımlayarak bu yöntemleri detaylı bir şekilde ortaya koymuştur. Kuşkusuz YSK, bu çalışmalardan yararlanacaktır.


Anayasa'nın 101.maddesinin 2.fıkrası 'Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.' hükmü ilk defa 5678 sayılı Kanunla Anayasa'da yapılan değişikliğin halkoylaması sonucu kabulü üzerine 31.10.2007 tarihinde yürürlüğe girdi. Bu değişiklikten önceki hükme göre bir kimse, iki defa Cumhurbaşkanı seçilemez şeklindeydi.


Erdoğan, 10 Ağustos 2014 tarihinde yapılan seçimde 5 yıllığına doğrudan halk tarafından Cumhurbaşkanı seçildi.


Anayasa'nın 101.maddesinin 2.fıkrası 2017 tarihinde 6771 sayılı Kanunla yapılan son Anayasa değişikliğinde aynen muhafaza edilmiş ve hiçbir değişikliğe uğramamıştır. Maddenin diğer hükümleri değişmiştir. Değişen hükümler, Kanunun halkoylaması sonucu kabulünün ilanı olan 27.4.2017 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiş oldu.


Erdoğan, 24 Haziran 2018 tarihinde ikinci kez halkın iradesiyle Cumhurbaşkanı seçildi.


101.maddenin 2.fıkrası 31.5.2007 tarihli ve 5678 sayılı Anayasa Değişikliği Kanunuyla ihdas edildi ve hüküm 2017 de kabul edilen 6771 sayılı Kanunla aynen tekrarlandı ve muhafaza edildi. Bu hüküm 2007'den itibaren zaten yürürlükte. Yürürlükten hiç kalkmadı. Hüküm yürürlükten kalkmış olsaydı bunu yeniden yürürlüğe koymak mümkün olabilirdi. O zaman zayıf da olsa 3.kez aday olabilme hakkı belki savunulabilirdi.


Olmayan bir hüküm yürürlüğe konulur. Var olan hükmün daha önce yürürlüğü durdurulmadan veya kaldırılmadan 2017' de yeni bir hükümmüş gibi yürürlüğe konulduğunu, dolayısıyla 3.kez seçilme olanağının doğduğunu haklı ve hukuki bir savunma olarak ileri sürmek pek tutarlı gözükmemektedir.


Anayasa Komisyonu raporunun, 5.4.'Teklifin Metni Üzerindeki Değerlendirmeler' başlığı altında komisyonda cereyan ettiği ileri sürülen bazı itiraz ve tartışmalara, yazım esnasında cevap verilmeye çalışıldığı ve yeni değerlendirmeler yapma gereği duyulduğu anlaşılıyor. Esas olan itiraz ve tartışmalara gerekli cevabı zamanında verip tutanaklara geçirmektir
.


Söz konusu başlık altında aşağıdaki ifadeler raporda yer almaktadır.


'Yine, yürürlükteki ve Teklif'te yer alan Anayasa hükümlerinde 'Cumhurbaşkanı' ifadesi aynen kullanılmakla beraber, mevcut hükümlere göre Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri ile yürütme içindeki konumu Teklif'le getirilen hükümlerde esaslı bir şekilde değiştirildiği ve bütünüyle farklı bir hükümet sistemi içinde Cumhurbaşkanının düzenlendiği açık bir husus olduğu için, teklifin kanunlaşması ile getirilen iki dönem seçilebilme imkanında bu düzenlemenin yürürlüğe girmesinden önce görev yapmış Cumhurbaşkanlarının görev dönemlerinin hesaba katılmayacağı tartışmasızdır.'(Rapor S.Sayısı:447, sayfa 40) denilmektedir.


Raporda, Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri ile konumu esaslı bir şekilde değişti ve bütünüyle farklı bir hükümet sistemi getirildi onun için Erdoğan'ın aday olabileceği belirtiliyor.


Burada önemli olan raporda yapılan bu değerlendirmenin, değerinin-ağırlığının ne derece hukuki anlam taşıdığı önem arz etmektedir.


Her şeyden önce İçtüzüğe göre komisyon raporları oylanmamaktadır. Teklifin maddelerine geçilmesi, maddeleri ve sonunda da tümü oylanmaktadır. Zaman zaman komisyon raporu ile kanun metinleri arasında mübayenet söz konusu olabiliyor. Esas olan kanunun metnidir.


Genel Kurulda görüşülen maddeyi, önergeyle değiştirmek veya düzeltmek mümkün olduğu halde, komisyon raporu üzerinde önerge verilmediği için düzeltme veya değiştirme yoluna gidilememektedir.


Anayasa'nın 101/2.maddesi, bir kimsenin 2 kez cumhurbaşkanı seçilebileceğini öngörmüş, bunun bir tek istisnasının 116/3 maddesindeki Meclisin erken seçim kararı almasıdır.


Anayasadaki bu genel kurala(2 kez seçilebilme), geçici kural ile istisna getirilmesi mümkün iken bu yola başvurulmamıştır. Bunun yerine rapora belirttiğim ifadeler derç edilmek suretiyle amaca ulaşılmaya çalışılmıştır.


Anlaşılan, teklif kanunlaşmadan bugün yaşanan tartışmaların farkına varılmış, ancak eksikliğin düzeltilmesi ve yaşanacak tartışmaları önlemek için geçici kural ile istisna bir hüküm getirilememiştir.


Karşı ittifak şimdilik sessiz durmaktı. Konuyu tartışmaya açmamaktadır. Meclis seçim kararı almazsa ve Erdoğan aday olursa büyük tartışmaların olacağını şimdiden söylemek mümkün.


2007' de yapılan anayasa değişikliğinden önce bir kimse ancak bir defa Cumhurbaşkanı seçilebiliyordu. 2007' de yapılan değişiklikle bu hak ikiye çıkarıldı. Abdullah Gül, kural lehe olduğu için 2.kez aday olabilirdi. AKP, bunu engellemek için bir kanun çıkardı ve 2.kez aday olamayacağını kurala bağladı. Ancak Anayasa Mahkemesi bu kuralı anayasaya uygun görmediği için iptal etti ve kuralın anayasa ile düzenlenmesi gerektiğini belirtti.


Erdoğan'ın 3.kez seçilmesine olanak sağlayacak Anayasa'ya bir geçici madde konulamamış, Cumhurbaşkanı Seçimi Kanununa da bu yönde bir düzenleme getirilememiştir.


Cumhurbaşkanı Seçimi Kanununa cesaret edip bu yönde bir düzenleme getirilmiş olsaydı, Anayasa Mahkemesi büyük bir olasılıkla daha önceki kararında belirttiği gibi Anayasa ile konunun düzenlenmemesi nedeniyle anayasaya aykırı bulacak ve iptal edecekti.


İşte bütün bu nedenlerden dolayı AKP'nin 2.bir aday çıkarması gerekiyor.