İnsanlar gelişine yaşasa da her zaman herkesin bir ajandası olması gerektiğine inananlardanım. Plansız ve programsız yani rastgele belli bir yere kadar ilerleyebilir.
Tanrının planları ile insanınki tutmaz, dediğinizi duyar gibiyim. Evet, kaderimiz için tam anlamıyla hükmümüz yok ama en azından çabamızın olması gerekmez mi?
Ajanda tutmaktan bahsedilen ise saati saatine gün içi planlar değil de daha genel hedef koymalar şeklinde olabilir. Mesele her projeye ayırabileceğiniz süre bellidir ve dahası belli de olmalıdır. Bütün ömrü boyunca tek proje ile uğraşanları görmedik, bilim insanları haricinde.
Hayatta yapılacaklar listesi olanlar vardır ama ajanda tutmak biraz daha spesifik hedefler gerektirir ve yapılabilir işler için kullanılmalıdır. Tabi ki ikisinde de hedef koyma ve hedefe ulaşmaya çalışma vardır. Biri hayatla ve içsel dünya ile ilgiliyken diğeri biraz daha profesyonelliktir.
İnsanlar günlerini de planlamak zorundadır, yaşadığımız dönemde. Aslında eskiden de vardı ama sadece bir yere yazılmıyordu planlar. Kuşluk vakti tarlasına gidenler, akşam ezanından önce evde olması gerekenler vs…
Hayatın anının ne getireceğini ve planlarımızın suya düşüp düşmeyeceğini bilemeyiz elbette. Bu belirsizlikte uzay boşluğunda ilerler gibi havada da ilerleyemeyiz. İllaki bir yerlere tutunmamız gerekecek çünkü.
Ajanda dediysek, alın kağıdı kalemi elinize başlayın yazmaya demek değildir; hoş yazsanız daha kalıcı olur ama zorunluluk yok tabi. Yine de yıllık, aylık ve günlük hedeflerinizi biz bilmesek de ajandanızda yer almalı ve sizin biliyor olmanız lazım.
İnsanların kendinden emin olmalarını sağlar diğer yandan da bu ulaşılması gereken yerler. En azından ne istediğini biliyor ve elinden gelecekleri de netleştirebiliyordur bir insan ajandası ile birlikte.
Herkes aynı fikirde olmasa da herkesin bir ajandası olmalı, kimimizin birden fazla da olabilir; herhangi bir sınırımız yok bu konuda ki siz ajandanıza uyabildikten sonra…