7020 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hk. Kanun hükümlerine göre önceden konulmuş ha

0

7020 sayılı yasa hükümlerine göre, yasa kapsamında taksitlendirilen alacaklara ilişkin daha önce uygulanmış olan menkul ve gayrimenkul hacizleri mükellefler tarafından vergi dairesine yapılan ödemeler nispetinde kısım kısım kaldırılabilmektedir.

Bilindiği gibi 6183 sayılı AATUHK'nun 62. maddesine göre amme borçlusunun elinde bulunduğu menkul malları ile gayrimenkullerinden alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarı kadar alacaklı tahsil daireleri tarafından haczedilmektedir.[1]

Haczedilen menkul ve gayrimenkullerin bilahare serbest bırakılması, gayrimenkuller üzerindeki hacizlerin tapuda fek edilmesi borcun ödenmesine bağlıdır. Borç ödenmediği takdirde haczin kaldırılması mümkün değildir.

Alacaklı tahsil dairesi haciz sırasında amme idaresi ile borçlunun menfaatlerini telif etmek (dengelemek) zorundadır. Bu nedenle, haciz sırasında idare, icra memuru borçlunun ileride düşebileceği durumları tahmin etmek ve buna göre haciz yapmak zorundadır. Haczedilen mallara değer biçme yetkisi menkul mallarda icra memuruna aittir. Bu nedenle, icra memurlarının haciz sırasında haciz tutanakları üzerinde koyduğu değerleri takdir ederken bir eksper gibi davranmak zorundadır. Afaki değer takdirleri ileride bu malların satışa çıkarılması halinde satışını güçleştirebilir. Rasyonel bir davranış haczedilen menkul mallarda makul ve gerçeğe uygun değerin belirlenmesidir.

Bilindiği gibi, yürürlüğe giren 7020 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun hükümlerine göre taksite bağlanan borçlar taksit süreleri içerisinde düzenli ödenmesi zorunludur. Taksitlerin aksatılmaması esastır. Yıl içerisinde iki kez aksatabilme imkanı getirilmiştir. Netice itibariyle, ödemelerin düzenli yapılmış olması halinde, yapılan ödemelerin toplam barca nispeti dahilinde hacizlerin çözülmesi prensip olarak kabul edilmiştir.

Vergi yada sigorta prim affından yararlanmak için başvuranlar, borçlarını örneğin 36 ay vadede ödemek için dilekçe verdiklerinde, bu borçlardan kaynaklanan hacizler hemen kaldırılmayacaktır. Ödeme yapıldıkça, ödemeye isabet eden oranda hacizler kaldırılacak ve alınan teminatların iadesi söz konusu olacaktır.[2]

Diğer yandan, motorlu taşıtlar vergisi ödemeleri hakkında satışlar ve vizelerde ise yeni af kanunu aşağıdaki hükümleri getirmektedir.

Ancak, taşıtın satış ve devri halinde taksitlendirilen borcun tamamının ödenmesi şartının aranılacağı tabiidir.

Diğer yandan, 7020 sayılı yasanın ... maddesinin ... bend hükmü gereğince '… bu kanuna göre ödenecek alacaklarla ilgili olarak, tatbik edilen hacizler yapılan ödemeler nispetinde kaldırılır ve buna isabet eden teminatlar iade edilir' hükmü bulunmaktadır.

Bu aşamada borçlarını yapılandıranlar hakkında ihale makamlarına borcu yoktur kağıdı verilmektedir. Ayrıca, SGK borçlarını da yapılandıran işverenlere ilişiksiz belgesi verilebilmektedir. Kesin hacizlerin çözümünde ise, mutlak surette borcun tamamıyla itfa dilmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak, bu yeniden yapılandırma veya af yasası evvelce vergi borcu nedeniyle haczedilmiş gayrimenkullerin satılmak istenmesi durumunda borç bitmediği sürece hacziler çözülmez. Yapılan ödemelerin toplam borca oranlaması yapılarak bu ödemelere uygun olarak kısım kısım konulan hacizler çözülecektir. Teminat takası ise bazı hallerde mümkün bulunmaktadır. Üzerindeki haczi kaldırılacak olan gayrimenkulle eşdeğerde bir başka gayrimenkul vergi dairesine verilmediği sürece hacizler yine çözülmez. Teminat takası yapılmaz. Borca yetecek miktarda banka teminat mektubu verildiği takdirde gayrimenkul hacizleri çözülür.

Bir gayrimenkul üzerine daha önceden rehinli bir alacak nedeniyle rehin varsa, amme borcu nedeniyle konulacak hacizler rehinli alacağın önüne geçemez.[3] Rehinli alacakların, amme alacağına göre öncelik sırası bulunmaktadır.

Öte yandan, SGK kurumu tarafından yayımlanan 18/3/2011 gün ve 166 sayılı 2011/29 genelge hükümlerine göre de kuruma olan borçlarından dolayı üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına (maaş, aylık veya gelir, kira, mevduat, istihkak, hak ediş vb) 6183 sayılı kanunun 79. maddesine göre haciz konulmuş olan borçluların, söz konusu borçları için yeniden yapılandırma başvurusunda bulunmaları halinde, üçüncü kişiler nezdindeki hak ve alacaklar üzerine konulan hacizler;

a) Peşin ödeme yolunun tercih edilmesi halinde, borcun tamamının ödenmesinin,

b) Taksitle ödeme yolunun tercih edilmesi halinde ise, ilk taksitin ödenmesinin ardından kaldırılacaktır.

Hal böyle olmakla birlikte, hak ve alacaklar üzerine konulmuş olan hacizlerin kaldırılmasından önce üçüncü kişiler tarafından kurum hesaplarına yatırılan paralar,

c) 24/2/2011 ve öncesinde yatırılmış ise, yeniden yapılandırma işlemlerinden önce cari usul ve esaslara göre,

d) 24/2/2011 tarihinden sonra yatırılmış ise, yeniden yapılandırma işlemlerinin tamamlanmasının ardından peşin veya taksitler halinde ödenecek tutarlara,

mahsup edilecektir.

Kanunun yürürlük tarihinden önce haczedilip, bu tarihten sonra kurum hesaplarına aktarılan tutarın, yapılandırılan alacak tutarından fazla olması halinde ise, söz konusu paralar varsa kapsama girmeyen diğer alacaklara mahsup edilecek, yoksa 5510 sayılı kanunun 89. maddesine istinaden ilgililere iade edilecektir.

Diğer taraftan, taşınır ve taşınmaz mallar üzerindeki hacizlerin kaldırılması konusuna gelince; 7020 sayılı kanun kapsamına giren alacaklardan dolayı daha önce taşınır ve taşınmaz mallar üzerine haciz tatbik edilmiş ise, hacze konu malın birden fazla olması ve her birinin değerinin ayrı ayrı belirlenebilir nitelikte ya da ayrı ayrı tescile konu olması şartıyla, haczin devam edeceği malın değerinin en az yeniden yapılandırma öncesindeki toplam borç tutarını karşılaması ve borçlu tarafından yazılı talep edilmesi kaydıyla, daha önce konuşmuş hacizler yapılan ödemeler nispetinde kaldırılacak, alınmış teminatlar ise yine yapılan ödemeler nispetinde iade edilecektir.


[1] 6183 sayılı AATUHK'nun Genel Tebliğ Seri A Sıra No 1, Seri A Sıra 2.

[2] 7020 sayılı yasa md.2.

[3] ALPASLAN Mustafa – SAKAL Mustafa, Vergi Hukuku Uygulaması – I, İzmir, Ocak 2008, s.350.