Türkiye, yenilenebilir enerji kapasitesinde son yıllarda istikrarlı bir büyüme sergiliyor. Türkiye’nin toplam kurulu gücü 2025 itibarıyla 118 GW’a ulaşmış durumda. Bunun yaklaşık %60’ı yenilenebilir kaynaklardan sağlanıyor. IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği CEO’su Murat Çiftçi özellikle hidroelektrik, rüzgar ve güneş enerjisindeki büyümeye dikkat çekerek, “2023-2024 döneminde yenilenebilir enerjiye yapılan yatırım yaklaşık 2,5 milyar dolar seviyesindeydi. Bu da yıllık bazda %8-10 arasında bir artış anlamına geliyor. 2025 yılı sonuna kadar kadar ise mevcut kapasitenin %15’e kadar artırılması hedefleniyor. Bu büyüme sadece enerji arz güvenliği açısından değil, aynı zamanda düşük karbon ekonomisine geçişte de kritik bir rol oynuyor. Bu veriler, Türkiye'nin yenilenebilir enerji alanındaki kararlı büyümesini ve sürdürülebilir enerji hedeflerine ulaşma yolundaki ilerlemesini göstermektedir” dedi. 

Unico Sigorta, Gönül Mutfağı ile Okul Çağındaki Çocukların Sağlıklı Gıdaya Erişimine Katkıda Bulunuyor! Unico Sigorta, Gönül Mutfağı ile Okul Çağındaki Çocukların Sağlıklı Gıdaya Erişimine Katkıda Bulunuyor!

Rüzgar ve güneşe 10 yılda 65 milyar dolar yatırım 

Murat Çiftçi, Türkiye’de son dönemde en fazla yatırım yapılan alanların güneş ve rüzgar enerjisi olduğunu ve bu ivmenin sigorta stratejisi için de büyük öneme sahip olduğunu belirtti. Murat Çiftçi, “Özellikle lisanssız güneş enerjisi santrallerine olan talep ciddi şekilde artmış durumda. Ayrıca kara tipi rüzgar santrallerine ek olarak deniz üstü (offshore) rüzgar enerjisi projeleri de gündeme gelmeye başladı. Ulusal Enerji Planı’na göre 2035 yılına kadar güneş enerjisinde 52,9 GW, rüzgar enerjisinde ise 29,6 GW kurulu güç hedefleniyor. Bu da önümüzdeki 10 yıllık süreçte sadece bu iki alanda yaklaşık 65 milyar doların üzerinde yatırım potansiyeli anlamına geliyor. Bu ivme, sigorta ve reasürans sektörü açısından da önemli fırsatlar sunmakta” diye konuştu.

Parametrik sigortalar en fazla öne çıkan çözümlerden biri 

Yenilenebilir enerji projelerinin yapıları gereği hem inşaat hem de operasyonel süreçte birçok risk barındırdığını ifade eden Murat Çiftçi, şöyle konuştu: “Globalde sigorta sektörü bu alan için özel ürünler geliştirmiş durumda: mühendislik sigortaları, iş durması teminatları, doğal afet teminatları, enerji verimliliği performans garantileri gibi. Türkiye’de de bu ürünler hızla adapte ediliyor ancak sektör olarak henüz yolun başındayız. Avrupa’da ve ABD’de ise özellikle "parametrik sigorta" çözümleri öne çıkıyor. Bu sistemlerde, örneğin bir rüzgar hızının belirli bir eşiği aşması durumunda otomatik ödeme mekanizması devreye giriyor. Aynı şekilde iklim temelli risk modellemeleri ve dijitalleşme, enerji projelerinin risk yönetimini daha öngörülebilir hale getiriyor. Türkiye sigorta sektörü olarak biz de bu çözümleri lokal ihtiyaçlara uyarlayarak müşterilerimize sunmaya başlıyoruz.”

Ege’deki rüzgar santrali 3 milyon dolarlık zarara yol açtı

Murat Çiftçi, iklim değişikliğiyle birlikte artan sıcak hava dalgaları, fırtınalar, dolu yağışları ve kuraklık gibi olayların yenilenebilir enerji yatırımlarını doğrudan etkilediğini vurgulayarak,  “Örneğin aşırı sıcaklar, güneş panellerinin verimini düşürebiliyor; fırtınalar rüzgar türbinlerini fiziksel olarak tahrip edebiliyor. Geçtiğimiz yıl Ege bölgesindeki bir rüzgar santralinde meydana gelen fırtına sonrası rotor hasarı yaklaşık 3 milyon dolarlık bir zarara yol açtı. Bu zarar, kapsamlı enerji tesis sigortası kapsamında karşılandı. Ayrıca, yangın riski de artan bir tehdit. Özellikle ormanlık alanlara yakın güneş enerjisi santralleri için yangın teminatları daha önemli hale geldi. Sigorta sektörü olarak biz, bu tür afet risklerine karşı "all-risk" poliçeler ve özel doğal afet teminatlarını proaktif biçimde öneriyoruz” diye konuştu. 

Yenilikçi enerji projelerine özel çözümler üretiyoruz

Yenilikçi düşük karbonlu enerji projelerine de değinen Murat Çiftçi, “Hidrojen teknolojileri, enerji depolama sistemleri, karbon yakalama ve biyokütle gibi yenilikçi çözümler bu kapsamda değerlendiriliyor. Bu projeler, karbon ayak izini minimize etmeyi hedefliyor ve sürdürülebilir kalkınmanın temel taşlarından biri haline geliyor. Sigorta sektörü olarak biz de bu projelerin risklerine özel çözümler sunuyoruz. Özellikle yeni teknolojilerle ilgili belirsizlikler, yatırımcılar açısından önemli bir engel oluşturabiliyor. Bu noktada mühendislik teminatları, ürün sorumluluk sigortaları ve çevresel zarar sigortaları devreye giriyor. Ayrıca bu alandaki Ar-Ge projeleri için yatırımcıya güven veren "risk transfer çözümleri" geliştiriyoruz. Uluslararası reasürans piyasalarıyla işbirliği içinde, inovatif projelere yönelik destek mekanizmalarını ülkemizde de yaygınlaştırmak önceliklerimiz arasında yer alıyor” ifadelerini kullandı. 

Kaynak: Haber Merkezi