Gerek Vergi Usul Hukukunda ve gerekse, 6183 sayılı AATUHK'nun uygulamasında mücbir sebepler sürelerin kullanımında önemli bir yer tutmaktadır. Günümüzde teknolojinin ilerlemesi ile beraber vergi yasalarında başta usul kanunu olmak üzere diğer yan yasalarda mücbir sebepler gibi 'beklenmeyen haller' önemli bir yer tutar hale gelmiştir.

Bilindiği gibi, 213 sayılı VUK'nun yeniden yazımı aşamasında özellikle VUK'nun 13. maddesinde düzenlenen mücbir sebepler başlığına ayrıca beklenmeyen haller başlığı mücbir sebeplerden gelmek üzere eklenmesi zorunlu hale gelmiştir.[1]

Bilindiği gibi, mücbir sebepler 213 sayılı VUK'nun 13. maddesinde düzenlenmiştir. Madde hükmüne göre, vergi ödevlerinden herhangi birinin yerine getirilmesine engel olabilecek derecede ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk, yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler, kişinin iradesi dışında ortaya çıkan mecburi gaybubetler, sahibinin iradesi dışındaki nedenlerden dolayısıyla defter ve belgelerinin elinden çıkmış bulunması gibi haller mücbir sebep olarak yasada tanımlanmıştır.[2]

Diğer yandan, 'beklenmeyen haller' ise, zarara neden olan tesadüfi olaylar olarak ifade edilebilir. Umulmayan hal ise, mükellefin iradesinden bağımsız ve sezilemeyen olaylar olarak karşımıza çıkmaktadır. Modern doktrin ve içtihatlarda, mücbir sebep ve umulmayan hal (beklenmeyen haller) kavramlarının mahiyetleri uzun uzun tartışılmaktadır. Bir kısım doktrin ve içtihatlara göre bu iki terim bir ve aynı kavramları anlatmaktadırlar. Her ikisinin hukuki yönden mahiyetleri birdir. Bir kısım doktrin ve içtihatlar ise bu iki ayrı kavramı anlattıklarını, hukuken aralarında fark olduğunu ileri sürmektedirler.[3] Türk hukukunda gerek yasalarımız ve gerekse Yargıtay içtihatlarında bu iki kavram aynı anlamda kullanılmıştır. Özellikle eski Ticaret Kanunu 724-930 vs maddelerinde mücbir neden veya fevkalade hal kavramları anlamdaş olarak kullanılmıştır. Yargıtay da içtihatlarında bu tabirleri aynı manada bazen yan yana, bazen ayrı ayrı kullanmaktadır. Her iki kavramın da hukuken hükümleri de aynıdır.

Vergi hukuku bağlamında mücbir sebepler başlıca üç özellikte ortaya çıkabilirler:

  1. Mücbir sebebin yenilmezliği,
  2. Mücbir sebebin önceden sezilemezliği,
  3. Mücbir sebebin kusurdan doğmamış olması

Beklenmeyen haller ise, büyük bilgin, H.Capitant'a göre bir kusur mevcut olmaksızın tesadüfe bağlı olarak ortaya çıkan olaylardır. Mücbir sebep veya umulmaz halin ortaya çıkışında insan iradesinin ya hiçbir rolü yoktur veya çok sınırlı bir etkisi olabilir.[4]

Sözü geçen olaylar ya doğal hadiseleri veya insan filleri şeklinde ortaya çıkarlar. Şu halde mücbir sebepler veya umulmaz hallere mevzu olan olayların bir kısmı tabii olarak husule gelen kaza mahiyetindeki olaylardır. Diğer bir kısım ise, insan fiillerinden ibarettir. Başka tabirle tabii veya harici hadiseler bir taraftan, insan iradesinin fiili diğer taraftan bahse mevzu olmaktadır.

Son yıllarda teknolojik gelişmelerin ilerlemesi ile beraber mükellefler vergi ödevlerinin yerine getirilmesinde çeşitli problemlerle karşılaşmaktadırlar. Bu problemlerin başında örneğin, bilgisayar iletim ağlarındaki yoğunluk nedeniyle vergi beyannamelerinin elektronik ortamda Maliye Bakanlığı VEDOP sistemine yollanamayışı, vergi ödeme günlerinin son günlerinde bankalarda yaşanan tıkanıklıklar örnek gösterilebilir. Vergi mükellefinin muhasebecisinin değişmesi sonucunda eski ve yeni muhasebeci arasında şifre, parola vs. transferleri, mükellefin muhasebecisinin vefatı nedeniyle beyanname yollama işlemleri gecikebilir veya yollanmamış olabilir. Benzeri bir başka örnek ise, vergi ödeme günlerinde bankaların elektronik ağlarındaki yoğunluk nedeniyle ödemelerin yapılamayışı örnek olarak ileri sürülebilir. Bunun dışında beklenmeyen haller olarak bürokratik işleyiş de ortaya çıkan olumsuz gelişmeler nedeniyle vergisel ödevler yerine getirilmemiş olabilir.

Öte yandan, iki ortaklı bir limited şirkette, ortaklar arasında çıkan ihtilaf dolayısıyla imza yetkisine sahip ortağın yurtdışına gitmesi nedeniyle ya da iki ortağın bir araya gelmemesi nedeniyle şirketin imza yetkileri kullanılmaz hale gelebilir.

Yukarıdaki teknolojik ve bürokratik engeller dolayısıyla beklenmeyen hallerin hasıl olması nedeniyle vergi ödevlerinin herhangi birisinin yerine getirilmesi engellenmiş olabilir.

------------

[1] Günümüzdeki teknolojik gelişmeler vergi ve muhasebe uygulamalarında önemli bir yer tutmaktadır. Örneğin, vergi beyannamelerinin 3568 sayılı yasaya göre unvan almış muhasebeciler tarafından yollanması, elektronik imza gibi uygulamalar mücbir sebep ve beklenmeyen haller konusunu yeniden gündeme taşımıştı. Teknolojinin kullanımında ortaya çıkan aksaklıklar dolayısıyla beklenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilmektedir.

[2] ÜREL Gürol, Güncel Vergi Usul Kanunu Uygulaması, Maliye ve Hukuk Yayınları, Mart 2007, s.104-119.

[3] Umulmayan hal hakkında geniş bilgi için bakınız: Charles-Andre Junod, Force Majeure et le cas forttuit dans le systeme Geneve, 1956, p.35-39.

[4] GÖZÜBÜYÜK Pulat A, Mücbir Sebepler Beklenmeyen Haller, Kazancı Yayınları, Bilimsel Dizi-1, Ankara 1977, 3. Baskı, s.24.