Sahibi bulundukları gayrimenkulleri kamulaştırılan kişi ve kuruluşların, kamulaştırma bedellerine itiraz etme hakları bulunmaktadır. Bu kişi ve kuruluşların kamulaştırma bedelinin yeniden belirlenmesi amacıyla mahkemelerde açtıkları davalara tezyid-i bedel davası denilmektedir.
Özel mülke konu olan gayrimenkullerin kamulaştırılması halinde, kamulaştırma işlemi KDV'ye tabi olmadığından, tezyid-i bedel davası sonucunda kamulaştırma bedelinde ortaya çıkacak artışlar da KDV'ye tabi olmayacaktır.
Bir ticari işletme aktifinde kayıtlı bulunan gayrimenkulün kamulaştırılması işlemi KDV'ye tabi olduğundan, tezyid-i bedel davası sonucunda bedelde ortaya çıkacak artışlar da KDV'ye tabi olacaktır. Çünkü, kanunun 24/c maddesine göre, vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler, KDV matrahına dahil bulunmaktadır.[1]
Tezyid-i bedel davası sonucunda kamulaştırma bedelinin artırılması halinde, bedelde ortaya çıkan artış tutarı yönünden vergiyi doğuran olay, mahkeme kararının mükelleflere tebliğ edildiği tarihte meydana gelmektedir. Bu durumda, bedelde ortaya çıkan artışa ilişkin faturanın, mahkeme kararının tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde düzenlenmesi gerekir.[2]
Bedelde ortaya çıkan artışlar tahsil edilmese dahi, bu artışlar üzerinden hesaplanacak KDV'nin mahkeme kararının mükelleflere tebliğ edildiği ay beyanname ile beyanı gerekir.[3]
Konu ile ilgili olarak verilen bir özelgede;
'Bilindiği gibi, 213 sayılı VUK'nun 229. maddesinde, 'Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.' hükmü yer almaktadır.
Öte yandan, aynı kanunun 231. maddesinin 5. bendinde, 'Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten azami 10 gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır' hükmü bulunmaktadır.
Her iki madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, fatura düzenlenmesi ödemeye bağlanmamış olup iş veya hizmet ifası hallerinde iş veya hizmetin yapıldığı andan itibaren 10 günlük süre içerisinde faturanın düzenlenmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, (E) AŞ tarafından Yargıtay nezdinde açılan bedel artırım davası sonucunda ortaya çıkan fiyat farkı için DSİ Genel Müdürlüğünden tahsilat yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın Yargıtay kararının söz konusu şirkete tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde faturanın düzenlenmesi gerekmekte olup, 1994 yılında düzenlenen faturaların iptal edilmesi mümkün bulunmamaktadır.
KDVK'nun 24. maddesinin (c) bendinde vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin katma değer vergisi matrahına dahil olduğu hükme bağlanmıştır.
Buna göre adı geçen şirketin aktifinde bulunan gayrimenkulün kamulaştırılması üzerine kamulaştırma bedeli konusunda açılan dava sonucu mahkemece artırılan tutar katma değer vergisine tabi olup, bu işlemde vergiyi doğuran olay Yargıtay kararının şirkete tebliğ tarihinde meydana gelmektedir.'
Şeklinde görüş bildirilmiştir.[4]
Diğer yandan, 08.08.2011 gün ve KDV Sirküleri - 60/ 2011-1 hükümleri uyarınca konuyla ilgili şu açıklamalara yer verilmiştir:
KDV Kanununun 24/c maddesinde, vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin, KDV matrahına dahil olduğu hükme bağlanmıştır.
Buna göre, KDV'ye tabi bir teslim veya hizmetin karşılığında alınan bedelle ilgili olarak, tazminat adı altında olsa bile, yapılan ödemeler matraha dahil olduğundan, bunlar üzerinden teslim veya hizmetin tabi olduğu oranda KDV hesaplanması gerekmektedir.
Örneğin, elektrik faturasının vadesinden sonra ödenmesi nedeniyle aboneden alınan %5 geç ödeme tazminatı KDV matrahına dahil edilerek, toplam tutar üzerinden KDV hesaplanacaktır.
[1] ÖZBALCI Yılmaz, KDV Kanunu Yorum ve Açıklamaları, Oluş Yayıncılık, Eylül 2010, s.605.
[2] Maliye Bakanlığı'nın, 1991 tarih ve 80320 sayılı Özelgesi.
[3] KIZILOT Şükrü, Katma Değer Vergisi Kanunu ve Uygulaması, Yaklaşım Yayıncılık, Ankara 2010, s.613
[4] Maliye Bakanlığı'nın 05.05.1998 tarih ve 16567 sayılı Özelgesi,